27 Mayıs 2017 Cumartesi

Çok Havalısın Be Endüstri 4.0

Selam endüstri 4.0, çok havalısın, heyecan veriyorsun. Herkez ağzından köpükler çıkararak senden bahsediyor, bireysel ve gruplar halinde seni hayal ediyor, seni elde etmenin yol haritalarını çıkarıyoruz.

Tek gecelik bir ilişki olmayacağın kesin. Çaya çıkmaktan da fazlasını yapmalıyız senin karşılıklı çalışabilirlik, gerçek zamanlılık gibi SGK tadında kriterlerini karşılamak için. Şu dijital hormonlarımızın bir kudurukluğu, azgınlığı geçsin, şu aileler bir tanışsın (modeller Paris, kaynaklar ve nitelikli insan gücü Uzunçayır), Türkiye' de ne kadar nesneler arası iletişilebilinir anlayalım. Gerçi aşk umut etmekle başlar.

Teknik tarafının dehasından etkilenmemek ve getireceği verimlilik, sürdürülebilirlik, bıdı bıdı değer akışlarını üretimin geldiği noktadan azıcık bile dışlamak mümkün değil. Bununla beraber üretim ve teknolojinin geçirdiği bir aşamadan çok daha acayip, derin, ürkütücü, 50 yıl sonra insan nedir sorusunun cevaplarını değiştirecek bir itiş ve çekiş gücü var. İletişim kurma ve üretme şekillerimiz değişecek. Birbiri ile işbirliği kurarken kıçı çıkan neslimin bence makinayla daha rahat olur kafası, orası kesin.

Neden psikoloji, felsefe, sosyoloji bununla mühendisler kadar ilgilenmiyor? Affedersiniz ama endüstri 4.0 kerhanesine dönmüş sunumlar, workshop lar silsilesinin içinde bu başlıklarla ilgili daha fazla anlatmıyor birileri?

Dokunmayı yazacaktım ben aslında. Yıkandıktan sonra ananemin saçlarını kemik tarak ile tararken, parmaklarımı beyaz ıslak saçlarının arasından yavaşça aşağı çekerken hissettiğim gerçek zamanlılıktan...Oğlumun siyah uzun kirpiklerini iki dudağımın arasına alıp, dudaklarımla uzunluklarını ölçmeme izin vermesinin sürdürülebilirliğinden... Bir kadınla bir erkeğin bir birini azar azar ve lezzetli tadarak oluşturabileceği işbirliklerinden...bahsedecektim.

Hay Allah senden razı olsun be endüstri 4.0, tuttuğun altın olsun vallahi!