9 Ocak 2021 Cumartesi

Evlilik Aşkı Öldürür mü?

Sorunun cevabı ile ilgili 2.7 milyon sonuç geliyor google’da☺️

Beynimizdeki tüm salak kutuların arasında illa bir bağ olacak.

Anam her şey ölüyor gıkımız çıkmıyor, ama bu aşk ölünce, bi havalar bi havalar.

Kız evlilik hani kutsaldı?

Aman sonra da aşkı mı öldürdü?

Misal ben bayağı bir gezdim.

Ülke konusunda Semiha’nın eline kimse dökemez de, insan gezmişlik konusunda kendi içimde bir itibarım olduğunu düşünüyorum.

Evlilik evde olmayı gerektiriyor.

Ama ev neresi ki?

Önce onun peşine düşmek gerekmiyor muydu?

………………………..

Sevmiyorum ben aşkı.

Hormon gerektiriyor.

Kendinin çok dışına çıkman, bir de bundan büyülenmen gerekiyor.

Tüm doğal anlamların ötesinde bir şeyler yükleyip duracaksın bir şeylere.

Bir de karşılıklı olursa…hof..yorucu.

İnsan ırkı arasında ise en iyi “benlik öğreticisi”lerinden birisi.

Sınırların ötesi, içerisini anlamlandırmıyor mu?

………………………….

“Bir bilene sor” soru grubuma danıştım.

Hay salak beeen, soru yanlışmış meğersem.

Sorunun aslı şuymuş: “Evlilik seksi öldürüyor mu?”

İş cinselse illa bir romantiğe, aşka, evliliğe, bişeye bağlıyorduk ya kültür olaraaaak! (trink triiink!)

“Yok bence evlilikle alakası yok. Hayat şartları değişiyor. Yaş ilerliyor ve stres artıyor. Bunlar kafanı daha çok meşgul ettiğinden, o şehvetler olmuyor maalesef. İşler kötü, patronla tartıştım, piyasa bozuk, dolar çıktı…filan, bunlar hep yatakta patlıyor.”

“Valla benim kafamın meşguliyetinden ziyade fiziksel yorgunluktan… Sadece uyumak istiyorum boş vakitte. Diğer yandan her gün gördüğün birisi için yarın olsun diye erteleyebiliyorsun. Aslında enerjimi özlüyorum her şeyde. Sadece seks değil. Tüm yaşam enerjimi.”

“Evliliğin ilk yıllarına haftada 2 oluyordu. Şu an bazen ayda 1’e çıkabiliyor”

“Biz evlenmeden önce kaç yıl çıktık?”

“3,5 yıl.”

“E sen benden önce evlendin ya”

☺️

………..

Neyin ev olduğu hakkında bir fikir sahibi oluyor mu da çok emin değilim insan evlenirken.

Biri baskın çıkıyor.

Bu, iki kişiden biri de olmayabiliyor bazen ülkemizde.

Bazen de oraya varıveriyor ilişki.

Bazen oradan başlıyor.

………..

Biri ile yıllarca aynı metrekare içinde olmanın tuhaflığını bir kere bile düşündürtmeyen bir kültümüz var.

Tabi ki sadece Türkiye’den bahsetmiyorum.

Bu konuda sazı elime aldığımda, konunun vardığı yerde, değerli psikiyatristim Hakan Atalay'ın 25’lerimde sorduğu bir soru aklıma geliyor.

“Yemekhanede masanın üzerinde sevişebiliyor muyuz Zeynep?”

“Yok”

Çok zeki, sakin, konusunu bilen, bekleyen soru işaretli gözler, komik bilinçli, aldırmaz bir gülümseme:

“Bağlanmanın elverişli olduğu bir mekan olmayacağı konusunda hemfikiriz o zaman”

……

Seks, aşk, tutku bunlar çok güzel konular.

Ne de olsa hayvan olduğumuz için çiftleşmek genlerimizde kodlu.

Güzel de şeyler de Allah için.

Yalnız bunların sürdürülebilirliği konusunda o eminsizlik, o ölüme bağlama falan…

Hormonsuz çok çekilmiyor yani.

Güzelliklerini çok değiştirmese de.

……………

Sevebilmenin ciddi bir konforu olduğunu düşünüyorum seks konusunda.

Yani hepimizin bildiği yukarı doğru çıkılan bir yer var aslında konumuz seks 101 ise.

Ön şeyi ne ise,

Aslolana gelindiğinde, birlikte azar azar, nefes nefese, ancak birlik olunduğunda yükselinebilen,

Yükseldikçe ilkelleşen, ilkelleştikçe sadeleşen diyemeyeceğim ama özleşen, gürleşen, nefesleşen, kendine dönük ama o olmaksızın da asla daha yükselmeyecek…

Bir tepe yerde de birlikte hücrelerine ayrılmak…genleşmek…dinlencelere vesile olmak…

Düşüncenin hiç olmadığı bir alanı tarif etmek de ne zor.

Sevebilmenin işte tüm bu düşüncesiz, kontrolsüz alanlarda, müthiş sınır dışılarına şahit olmamı sağladığını keşfettim.

Sınırlarıma döndüğümde, dışarıda hissetmedim.

………….

Ölenle de ölünmüyor, onu diycektim aslında da uzadı bi an☺️