15 Mart 2019 Cuma

Yapamayanlar



İkiyi çizemiyormuş. Kesme yapamıyormuş.

Sorduğumda, tercih edilen çocuk, ziyan olmaması gereken çocuk, enerjisini efektif kullanmak için mutlaka bi spor, efendim bi şey yazdırmak gereken çocuk! Evet yaramaz, ama o herşeyin farkında çocuk.

Ama kesme yapamadığı kağıtı höt diye çöpe attın...

Farkındaydın da, neden bu kadar inceliksiz davrandın?

Bu soruları öğretmenine sorarak, cevaplari Yiğit’e açıklayarak, anlatarak, rehberlik ederek, yapamayanları tanımlayabileceğimi düşünüyorum.

Hayatların tam bu anlardan başladığını düşünüyorum.

Oğluma baktığım gözlerimi tüm sevdiklerim için saklı tutuyorum.

-Sen solaksın, ikiyi bu tarafa doğru çizeceksin.

-Yapmıycam, sıkıldım.

-Tamam. O zaman 6 çizelim.

-Ne olacak 6 çizince?

(Ananın....! 4.5 yaşındasın, wifi nasıl işler diye soruyorsun, ölünce ne olduğunu saatlerce sorguluyorsun, uçan araba yapmanın zamanı geldiğini söylüyorsun, baban kürtçe küfrettiğinde  bana şikayet edebiliyorsun, küresel ısınmayı anlatabiliyorsun, do re mi fa’ yı tanıyorsun, sarılmayı, doyasıya öpmeyi biliyorsun, 2’yi çizmesen, s....oktan kağıdı kesmesen ne olur???)

Diyemiyorsun.

-Çizmek istemiyor musun?

-Yok. 

-Hııı, sokağa tebeşirle yazsak?

-Olabilir.

İşten geliyorum. Tiklenecek task'ım sokağa sayı  yazmak.

-İki çizelim.

-Tamam.

Oysa solak. Çiziyor iki gibi bir şey parkın betonuna. Allah yapamadı diyorum.

-Anne, bak bu soru işareti gibi oldu diyor. Gülüyor.

(Lan! Soru işaretini nereden biliyor, 2’yi çizdireceydik!)

Diyemiyorsun.

-Altına nokta koyarsan, evet soru işareti.

Gülümsüyorum. 

Noktayı koyuyor.

Gözlerime, kara zümrütleri ile ışıl ışıl bakıyor. Alış veriş mesafesi soluksuz kalıyor aramızda.

Koşup gidiyor sonra.

O mesafede tüm olanlara cesaretim var.

Yapamadıklarımız için acaba anamiz ve babamız ile aramızda olan bu mesafelere mi bi bakmak lazım?

Düğün



Avishai Cohen, Svensson Trio, pachelbel’s canon in d major ...girizgahı.

Tori‘mizin sorta fairytale’i, sirens’ı..

Ayşegül’ün durum leyla’sı...

Biraz iç çocuk sakinledi. Ateşi düştü.

“Birinin kim olduğunu mu merak ediyorsun, ona güç ver” demişti.

Büyük laflar etmeyi, içki içmeyi, kitapları, kadınları, cerrahi operasyonları severdi. Gündelik hayatta, sorumluluklarda, iletişimde, kabul etmekte kötüydü. İçini dışıyla dengeleyemiyordu. 

Komikti. Daha doğrusu komiklik yapmayı severdi.

Ben ellerini severdim. Sıcak, yumuşak ve şiirli.

30’lu yaşlarımda gördüğüm bir rüyada çok ağlamıştı. Ben böyleyim, seni biliyorum, yapamıyorum işte diye alnını alnıma dayayıp uzun süre sarsıla sarsıla ağlamıştı. Yapamadığını ilk defa şaşkınlıkla anlamıştım. Ben yapmadığını düşünmüştüm hep.

Benimle olmayı kendine, hayatına sığdıramadığını düşünüyorum. Bir hayatı oldu mu bilemiyorum.

En çok anlam veremediğim şeyler için kızdım ona. Kaybolmaktan sıkıldığım için. Naz yapmaya, şımarmaya, salmaya fırsatım olamadığı için.

Şimdi yaşamak için yapmayı bildiği en iyi şeyi yaptığı için kızamıyorum ona.

Tüm narsist patalojisinin altında iyi yürekli bir çocuğun burnunun kanadığını duyuyorum. 

Genlerimde akıyor yanlızlığı. Genetik bir yalnızlığa karşı durmak zorlu oldu. Mehmet ve Yiğit, ilgili yaşamsal fonksiyonlarıma ritmini vermeseydi uzun çizgi çok uzak değildi bence.

Umarım bu sefer yapabilir.

Bir kadını sevebilir.

Babam.
Evlendiğinde.