Şimdi bizim insan ırkı olarak, en şeyimiz her
şeye uyum geliştirebilme şeyi ya,
En tuhaf şeyler, koşul olarak zihnimize
kazındığında semavi bir devam edebilme direnci oluyor.
Bu nedenle insan, evet bu kusurlu/kısıtlı bir
doğa ile hiç de azımsanacak gibi bir şey değil bence.
Karanlığa da aydınlık kadar hayranım, onların
farkında olunduğunda.
Dünyanın şifacısı olarak verilenleri
kelimelerimle lekelemeyeceğim.
Keza acı illa ki gerekiyor.
Veya muadili.
Fiziksel acı ile ayna olmuş, bilmese bile
dünyanın iplerini tüm hava cıvalarımız için gerçekten tutmuşları anlamam mümkün
değil.
Ben bir konfor alanından duyuyorum elbette.
Şükür ki 40' ı aştığımda duyduğumu
azımsamayacağım da diyebiliyorum.
Oysa duymaya fırsatı olmadan doğrudan ayna
olanlar var.
Cerahat, apse, tecavüz, kan, cinayet,
adaletsizlik, kemik kırığı, asit, kesik, çocuğunun kesik kafası, kolu,
sevdiğinin yok vücudu, çığlık, kanser, bir anda buharlaşma…ile dolu.
Çokça kişi var.
Sonra diyoruz ki 1 yıldır evden çıkamıyoruz.
Psikolojilerde sıkıntı var ciddi.
Bir de ölüm korkusu.
Niye bu kadar uzaktı ki ölmek bize?
Orada, belki bir sokak, bir gün ötesinde, o
kadar insan yukarıdaki en uzun cümledeki şekliyle ölürken?
……………….
Korkuyorum.
Ne de olsa basit bir insansıyım.
Ama zerkedilmesinde yine de bir ışık
görüyorum.
Covid’in.
Tanımı ne hızlı bold yaptı değil mi?
Kapitalizmin bence son ve en iddialı
seksapeliyle.
Ölmek…evinizde,
sokağınızda, en sevdiklerizde, di-bi-niz-de!
Seksapele bayılırım.
Kapitalizmin tanımayı muhteşem isabetli bir harmonik
ortalama ile başardığı her insansı gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder